Hanau’daki faşist saldırının üzerinden bir yıl geçti:

Bir Arpa Boyu Yol Alınmadı!

Hanau 09.02.2020

19 Şubat 2020 gecesi Hanau’da göçmen kökenli 9 insanın katledilmesiyle ve onlarca insanın yaralanmasıyla son bulan faşist saldırının üzerinden tam 1 yıl geçti.

Saldırıda ölenler bu yıl 19 Şubat’ta tüm Almanya’da törenlerle anıldı, yürüyüşler düzenlendi. Hanau’daki anma törenine Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier ve Hanau Belediye Başkanı Claus Kaminsky de katıldı. Steinmeier konuşmasında olayın bir an önce aydınlatılması çağrısında bulundu: „Devletin halka ve her şeyden önce yakınlarına karşı yükümlülüğü“ bunu gerektiriyordu.

Faşist saldırının gerçekleşmesinin ardından geçen yıl söylemiştik, bu yıl da tekrar ediyoruz: Hep büyük sözler, hep ikiyüzlülük!

Olayın aydınlatılması için geride kalan bir yıl boyunca hangi adımlar atıldı?

Federal Savcılık tarafından yürütülen soruşturmalar Kasım ayında sona ermesine rağmen, soruşturmaların henüz sonuçlanmadığı ileri sürülerek konuyla ilgili kamuoyuyla herhangi bir ayrıntı paylaşılmıyor. Hanau Cumhuriyet Savcılığının olay yerindeki acil çıkış kapılarından birinin kilitli olması nedeniyle “ihmal nedeniyle cinayet davası” kapsamında yürüttüğü soruşturmanın hangi aşamada olduğu bilinmiyor. Olay gecesinde acil durum çağrılarının neden yanıtlanmadığı konusunda da ayrı bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmanın da akıbeti belli değil.

Saldırının ardından annesiyle birlikte ölü olarak ele geçirilen saldırganın babası, şüpheli değil, tanık sıfatıyla gözaltına alınmıştı. Kendisinin de tıpkı oğlu gibi ırkçı çevrelerle bağlantıları ortaya çıkan ve saldırının ardından çok sayıda ırkçı açıklamada bulunduğu için hakkında birçok şikâyet bulunan babanın geçici bir süre psikiyatri kliniğine sevk edilmesinin dışında hangi adımlar atıldı? Birçok iddiaya göre bu saldırının hazırlanmasında parmağı olan bir kişinin soruşturmada tanık olarak yer almaya devam etmesi, hangi bağlantıların ortaya dökülmesini ve kimlerin fail olarak davaya dahil edilmesini önlemeye yönelik bir tutumdur?

Hanau’daki ırkçı saldırı, Halle’deki sinagog saldırısı, NSU cinayetleri, Solingen’deki kundaklama dahil olmak üzere, Almanya’da II. Dünya Savaşı’nın sonundan günümüze uzanan ırkçı ve faşist şiddet zincirinin şimdilik son halkasını oluşturuyor. Hemen hepsinin ardından ortaya çıkan tablo: Uzun yıllara yayılan davalar, birkaç fail ve yardımcılarında oluşan, ancak organize yürütüldüğüne dair kanıtlar bulunmayan ve daha geniş bir ağa sahip olmayan, münferit aşırı sağcı terör eylemleri.

Oysa biz biliyoruz: Hepiniz oradaydınız!

Almanya’daki yaygın faşizm, neo-Naziler tarafından sinsice yönlendirilen anayasal korumanın kendilerine karşı bir yaptırımda bulunmayacağını çok iyi biliyor. NSU davası kararları, halkı yanıltma girişimlerinin açık örneklerinden biridir.

Bu nedenle Türkiye Komünist Partisi Almanya Örgütü olarak taleplerimizi yineliyoruz:

–  Bütün ırkçı ve faşist örgütler, partiler ve diğer oluşumlar derhal kapatılmalıdır;

–  Güvenlik ve istihbarat örgütlerinin, yargı organlarının içerisine yuvalanmış ırkçı ve faşist gruplar derhal ifşa edilmeli ve açıklanmalıdır;

–  Fasitlerin “aşırı sağ” adlandırmasıyla hafifsenmesi ve tehlikesiz gösterilmesine, buna karşılık sosyalist örgütlerin “aşırı sol” tanımlamasıyla kriminalize edilmesine derhal son verilmelidir;

–  Faşizm özellikle de Almanya işçi sınıfının düşmanıdır. Bu nedenle etnik ya da dinsel kaynaklı faşizme asla geçit verilmemelidir.

Yaşasın Sosyalist Devrim!

TKP Almanya
20 Şubat 2021